- berbat etmek
- разрушать, портить, уничтожать;пачкать
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
berbat etmek (veya eylemek) — 1) kötü duruma getirmek Bu işi nasıl berbat ettinse gel yine öyle kendin temizle. H. R. Gürpınar 2) bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir çuval inciri berbat etmek — düzelmekte olan bir durumu yersiz, yanlış davranışlarla bozmak Bir çuval inciri berbat etmişlerin süklüm püklümlüğüyle müfettişin yanına çıktı. O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
eski hayratı da berbat etmek — bir işi daha iyi bir duruma sokmaya çalışırken büsbütün bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
içine etmek (veya sıçmak) — kaba (bir şeyin) bozup berbat etmek, içine etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
maskara etmek — 1) bir kimseyi veya şeyi gülünç ve şerefsiz duruma düşürmek Şu kendini bütün memlekete maskara eden münevver züppenin eksik tarafı millî şuurdan başka nedir? O. S. Orhon 2) bir şeyi bozmak, berbat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bok etmek (veya bokunu çıkarmak) — kaba bir işi, bir şeyi bozmak, berbat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
eski — sf. 1) Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? N. Ataç 2) Önceki, sabık Anlatışına bakılırsa eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıçmak — nsz, ar, kaba 1) Dışkıyı vücuttan dışarı atmak 2) mec. Bozmak, berbat etmek Birleşik Sözler mıhsıçtı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sıçıp sıvamak sıçtı Cafer, bez getir … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzına burnuna bulaştırmak — bir işi beceremeyip berbat etmek, bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
içine tükürmek — bir şeyi bozup berbat etmek Ne zaman ki sen ve senin gibiler ilk dönüme pey sürdünüz, bizler de dalaverenin içine tükürdük. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük